Ana içeriğe atla

Yeni Bir Haftalık Rapor, Son Kez Terra Nostra (Liste İlavesiyle)

Yeni bir haftadan selamlar. Bu aralar bildirileri yetiştirmeye çalıştığım için haftamın ve enerjimin çok büyük bir kısmını yazmaya ayırıyorum. Bu nedenle okuma, izleme, dinleme işleri geri planda kalıyor. Bildiğiniz üzere birkaç haftadır "Terra Nostra " okuyorum, hem de büyük bir keyifle (Korkmayın, bu sefer kitabı çok az öveceğim). Geçen hafta kitabın ilk bölümünü bitirirken "İkinci Ahit" isimli müthiş bölümünü okudum. Feodalizmin çöküş zamanlarında bir senyör, bir saray çalışanı, bir de tüccar arasındaki tartışmayı işleyen bölüm beni net bir şekilde ikna etti. Kitabı, bir zamanlar adı "Genel Kamu Hukuku Dersinde Önerilebilecek Kitaplar" olan, ancak sonradan adını kaybeden listeme eklemeye karar verdim. Hem bu vesileyle, bir süredir yapmak istediğim, listeyi güncelleme işini de halledebilirim. Listenin ilk hali şu şekildeydi:

Listenin tamamlandığı gafletine düştükten sonra zamanla birkaç eser daha burada yer alma konusunda beni ikna etti. Robert Graves'ten "Ben, Claudius"; Monika Maron'dan "Uçucu Kül", Şevket Süreyya Aydemir'den "Suyu Arayan Adam", Dag Solstad'tan "Lise Öğretmeni Pedersen'in Ülkemize Musallat Olan Büyük Siyasi Uyanışa Dair Anlatısı", Sophie Mackintosh'tan "Mavi Bilet", Hilary Jordan'dan "Uyandığında", Marlen Haushofer'dan "Duvar" ve Ursula K. Le Guin'den "Karanlığın Sol Eli", listeye Terra Nostra'dan önce giren diğer kitaplar oldu. Şimdilik son eser olan Terra Nostra ile listeyi kapatırken birtakım uyarılarda bulunmam gerektiğini fark ediyorum.
Liste, her liste gibi sübjektif. Tamamen benim okurken büyük keyif aldığım ve hukuk öğrencilerinin okumaları gerektiğini düşündüğüm kitaplardan oluşuyor. Elbette akla ilk gelen kitapları (Dava, öhöm) almak istemedim. Hukukla ilişkisi biraz daha silik olabilen, belki bu ilişkiyi aratacak kadar silik birkaç  kitap varken geleceğin hukukçularına belirli bir bakış kazandıracağını düşündüğüm kitaplar da var. Örneğin, "Biçem Alıştırmaları" gibi deneysel bir metin "şimdi hukukla ne alaka?" diye düşündürebilir. Ancak bir hukukçu metinlerle haşır neşir olacaksa -ki olacak-, bu kitabı da okuması gerekli, diye düşünüyorum.

Listede bolca bilimkurgu ve distopya var. Eğer bu tarz kitaplardan hoşlanmıyorsanız, üzülmeyin. Listede farklı kitaplar yine de ilginizi çekebilir. Bu tarz kitapları seviyorsanız, sizin için hoş bir seçki olacak. Özellikle feminist distopyalar, daha önce üzerine eğilmediğiniz konularda sizi, çok önemli tartışmalara çekebilir. Katherine Burdekin, Ursula K. Le Guin, Sophie Mackintosh, Hilary Jordan ve Marlen Haushofer'ın liste içinde bir liste olarak düşünebilir, ayrıca okuyabilirsiniz.

Kitapların mekan ve zaman aralığı da hoşuma gitmedi değil. Ortaçağ'dan itibaren hemen hemen her döneme ilişkin bir kitap var. Bununla beraber, Milli Mücadele dönemi Anadolusu'na Nazi Almanyası'na, Sovyetler Birliği'ne, İskandinav ülkelerine gitme şansına sahipsiniz. Çok uzak bir gelecekte, çok başka dünyalarda geçen müthiş bir seri dahi var. Listeyi oluştururken buna pek dikkat etmemiştim ancak çeşitlilik, iyi olmuş. 

İki öykü, bir tiyatro metni, bir OuLiPo metni, bir de kurgu-kurgu dışı birlikteliği içeren metin dışında kitaplar, görebileceğiniz üzere hep roman. Kimisi kolay okunur, kimisi ise biraz dikkat ve uğrş gerektirebilir. Hepsini okumak size kalmış, listeden birkaç kitap bile yeni okurlarla tanışsa benim hedeflerim gerçekleşmiş demektir.

Peki bu kitapları okuyunca ne olacak? Daha iyi bir hukukçu mu olacaksınız? Elbette, tek başına bu kitaplar sizi daha iyi bir hukukçu yapmayacak. Ancak şunu temin edebilirim, bu kitapları okuduktan sonra, okumadan önceki halinizden daha kötü bir hukukçu olmayacaksınız, olamayacaksınız. Zaten önemli olan da bu değil mi?

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sınavlar İçin Tavsiyeler (Evet, Sınavlardan Sonra)

Acısıyla tatlısıyla bir sınav döneminin daha sonuna geldiniz, tebrikler. Artık derin bir nefes alabilir, vize sonuçlarını beklemeye başlayabilirsiniz. O da ne? Henüz sınav döneminiz bitmeden birkaç sınav açıklandı bile. Test sınavlarının yalnızca sizin için değil, hocalarınız için de avantajları var.  İşte onlardan birini görmüş oldunuz. Notlarınız beklediğiniz gibi gelmedi. Halbuki siz yazmıştınız. Zaten çalışmıştınız. Belli ki hocanız zor sordu, anlatmadığı yerden sordu, vs. Ya da belki de kağıtları okumadı. Asistanına okuttu, rastgele puanlama yaptı, kağıtları havaya atıp ters düşenlere yüksek verdi. Belki de hoca size taktı. Zaten şüpheleniyordunuz, derste size kötü kötü bakıyordu. Aa, derse gelmediniz. O zaman derse gelmediğiniz için de takmış olabilir. Bunların hepsini düşündünüz, düşündükçe daha da ikna oldunuz ve hocaya e-posta atmaya karar verdiniz. Ama nasıl yazacağınızı bilmiyorsunuz. Doğru yerdesiniz. Sizin için aşağıya bir örnek bırakıyorum: "Merhaba Sayın Hocam, Ben ...

Pratiklerde Hayatta Kalma Rehberi

Başlarken Not:  Neredeyse bir sene önce, vize sınavlarından sonra, sınav dönemi boyunca üzerine düşündüğüm metni blogda paylaşmıştım. Bu yazı,  o yazının  devamı. Bu nedenle önce o yazıyı okumanız daha iyi olacaktır. Çünkü orada yer alan tavsiyeler, doğal olarak burada yer almayacak. Bu yazıda daha spesifik olarak sınav gözetmenliği boyunca dikkatimi çeken durumlara ilişkin tavsiyelerde bulunacağım. Aslında daha çok söyleneceğim ama öyle söyleyince pek hoşunuza gitmiyor, "sen kim oluyorsun" itirazları ve diğer daha kötü anmalarla kulaklarım çınlıyor. Notun Notu: Yazıya başlarken niyetim gerçekten de sınavlar hakkında tavsiye verdiğim ikinci bir yazı yazmaktı. Ancak soru çözümüne yönelik pratik derslere ilişkin söyleyeceğim çok sözüm varmış. Ayrı bir yazı oluşturacak hacme ulaşınca önce bu yazıyı yayınlamaya karar verdim. Yazmak için yola çıktığım yazı da haliyle ertelendi. Sınavlardan önce yetişir mi, bilemiyorum. Gerçi ilk yazıyı düşünürsek yetişip yetişmemesi o kadar da...

Kontrol Kalemi: Barış Bıçakçı - Dünyaya Yeni Gelen Okurlar İçin

Yayıncı:  İletişim Yayınları Editör:  Tanıl Bora Kapak: Suat Aksu Sayfa Sayısı : 131 Okunacak kitap fazla, okumak için gereken zamanımız ise az. Üstelik, zamanımız gittikçe azalırken okunmayı bekleyen kitapların sayısı gün geçtikçe artıyor. Elimizde sihirli bir değnek olmadığı için kalan sınırlı vaktimizi iyi eserlerin peşinden koşarak, kötü eserlerden ise kaçarak geçiriyoruz. Koşunun yorgunluğunu atmak ve kötü eserler karşısında ihtiyacımız olan teselliyi bulabilmek içinse elimden gelen, teselli için önerilebilecek iyi eserlerin peşine düşmek. İşte bu yüzden bugün teselliyi, " Dünyaya Yeni Gelen Okurlar İçin " isimli romanda arıyoruz. Zaman zaman Barış Bıçakçı uğruyor hayatlarımıza. Bir anda yeni romanının geleceği haberini alıyor, o güne kadar bekliyor, çıktığı gibi okuyor, böylece onu dinlemiş oluyor ve ardından kendisini uğurluyoruz; bir sonraki eserine kadar. O da iki eseri arasındaki süreçte ortadan kayboluyor, hiç görünmüyor, haber vermiyor; sonra bir anda yeni eseriyl...