Kayıtlar

Aralık, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kötü Okur İyi Bir Okurla Karşılaşınca Ne Hisseder?

Başlarken Not Merhaba, bu satırları okuyorsan kararsızlığımı sona erdirip ''Kontrol Kalemi'' başlığı taşımayan bu metni yayınlamaya kendimi ikna etmişim demektir. Aslında aklıma gelen ilk fikir, bu metni ''Hasar Kontrolü'' altında yeni bir başlıkla yazmaktı. Çünkü ilk yazdığım, birazdan okuyacağın metnin değişiklik geçirmemiş halinin Kontrol Kalemi başlığını taştığını düşündüm. Daha önce Kontrol Kalemi başlıklı bir yazı okuduysan esas amacımın okuduğum kitapları değerlendirmek olduğunu anlamışsındır. Ancak en son okuduğum ''Yalnızlık Gittiğin Yoldan Gelir'' isimli romanın değerlendirmesini yazdığım zaman farklı bir şeyin ortaya çıktığını gördüm. Esas derdimin kitabı değerlendirmek olmadığını, okurlukla alakalı düşüncelerimi yazarken bu kitabı kullandığımı düşündüm. Belki de bu yüzden, kitaba haksızlık etmemek için yeni bir başlık düşündüm. Dediğim gibi ilk aklıma gelen Hasar Kontrolü oldu. Ama iyi bir başlık olup olmadığından emin olamadı

Kontrol Kalemi XVII: Avunamayanlar - Kazuo Ishiguro

Resim
Kitap Editörü: Begüm Kovulmaz Düzelti : Filiz Özkan Kapak Tasarımı : Nahide Dikel Baskı Yeri/Tarihi : İstanbul/Ekim 2009 Çevirmen : Roza Hakmen Sayfa Sayısı : 540 Okunacak kitap fazla, okumak için gereken zamanımız ise az. Üstelik, zamanımız gittikçe azalırken okunmayı bekleyen kitapların sayısı gün geçtikçe artıyor. Elimizde sihirli bir değnek olmadığı için kalan sınırlı vaktimizi iyi eserlerin peşinden koşarak, kötü eserlerden ise kaçarak geçiriyoruz. Koşunun yorgunluğunu atmak ve kötü eserler karşısında ihtiyacımız olan teselliyi bulabilmek içinse elimden gelen, teselli için önerilebilecek iyi eserlerin peşine düşmek. İşte bu yüzden bugün teselliyi, Avunamayanlar isimli romanda arıyoruz. Alıntıyı anımsarsınız: ''Tüm muhteşem hikayeler iki şekilde başlar: Ya bir insan bir yolculuğa çıkar ya da şehre bir yabancı gelir.'' İşte Avunamayanlar da baş karakterimiz Mr. Ryder'ın bilmediğimiz bir Avrupa şehrine varmasıyla başlıyor. Gelişi biraz gecikmiş, onun için hazırlan

Hayri Bey'in Gerçek Yangını

  Hayri Bey kimdi?  Bu konuda elimizde, az da olsa birtakım bilgiler mevcut. Bu bilgiler yaşanan olayı aydınlatacak ipuçları verebileceğinden bir bakmakta fayda var. Hayri Bey, 48 yaşında, çalışma arkadaşlarının dediğine göre hiç evlenmemiş, tertemiz yüzlü bir abimizmiş. Üsküdar Belediyesi’nin Yazı İşleri Müdürlüğü’nde memuriyetine devam eden Hayri Bey hakkında çalışma arkadaşlarının ortak kanaati, işinde gücünde bir adam olduğu yönünde. Pek çokları ona, biraz da yaşına hürmeten ‘‘Hayri Abi’’ diye seslense de kimsenin onunla çok da yakın olmadığını söylememiz gerekiyor. Ancak şu tuhaf bilginin de altını çizmemiz şart. Konuştuğumuz çalışma arkadaşlarının tamamı, Hayri Bey’in kavurmaya bayıldığını söyledi. Hatta onunla aynı odayı paylaşan Aytekin Bey, Hayri Bey’in yemekhanede ne zaman kavurma çıksa sıranın en önünde yer aldığını, kavurmasını zevkle kaşıklayıp ağzını peçeteyle sildikten sonra, etrafındakilere ‘‘Kavurmadan sonra su içilmez. Etin tadı çıkmaz öyle’’ diye öğütler verdiğini sö

Hayri Bey'in Yangını

Resim
  Kötüokur’un Hayri Bey’in Yangını adlı yeni öyküsünü okumaya başlamak üzeresin. Rahatla. Toparlan. Zihnindeki bütün düşünceleri kov gitsin. Seni çevreleyen dünya bırak belirsizlik içinde yok oluversin. Bir saniye. Hani zihnindeki bütün düşünceleri kovacaktın sen? Gözlerini kaçırma. Öykünün başlangıcını birebir Calvino’dan aldığımı düşünüyorsun. Görebiliyorum bunu. Bu düşüncenle benden puan alabileceğini mi sanıyorsun? Bir kere baştan yanılıyorsun. Ortada puan alabileceğin bir rakip yok. Ben senin rakibin değilim. Sadece şu an okuduğun bu satırların yazarıyım. Belki devam eden satırları ben yazmadım, bunun garantisini veremem. Belki bir editörün kurbanı oldum, bunu henüz bilemem. Tam da şimdi, gözlerinle takip ettiğin bu satırların benim ağzımdan, ancak öykümü gönderdiğim derginin editörü tarafından düzeltme adına yazılıp yazılmadığından ikimiz de emin olamayız. Hadi ben yine, olur da öykü yayımlanırsa gönderdiğim metinle yayımlanan metnin arasında bir fark olduğunu görebilirim. Ama se