Haftalık Rapor 10
Merhaba. Geçen hafta, iyi eserler sayesinde hayattan kaçmayı başarabildiğimden bahsetmişim. Ne büyük bir yanılgıymış. Hayatın kaçılabilecek bir şey olmadığını bu hafta -bir kez daha- öğrendim. Her günü ayrı bir hafta uzunluğunda geçen bir haftaydı. Sinir, stres, üzüntü, kaygı, öfke, çok az da mutluluk hafta boyunca ziyaret ettiler, sağ olsunlar. Bütün bu duyguları yoğun bir takvimde misafir etmeye çalışmak, günün sessiz saatlerini değerlendirmek için erken uyanmak, bünyemde biraz hasar bıraktı. Bir sis gibi çöken baş ağrısı, bedenimi ele geçirdi; sürekli romantik benzetmeler yapıyor; uzun cümleler kurmaktan kendimi alamıyor; noktalı virgülleri hunharca kullanıyorum. Yardım edin! Hayat devam ediyor, edecek. O yüzden kendimi tekrar etmeme izin verin: Neyse efendim, geçen haftanın raporu için buyrun. Ne Okudun? Tamamlanmamış bir bildiriden daha kötü ne vardır? Tamamlanmamış iki bildiri. Geçen hafta yazmam gereken bildiriyi tamamlayamadığım gibi haftanın sonuna doğru bir başka özetimin da