Başlarken Not: Neredeyse bir sene önce, vize sınavlarından sonra, sınav dönemi boyunca üzerine düşündüğüm metni blogda paylaşmıştım. Bu yazı, o yazının devamı. Bu nedenle önce o yazıyı okumanız daha iyi olacaktır. Çünkü orada yer alan tavsiyeler, doğal olarak burada yer almayacak. Bu yazıda daha spesifik olarak sınav gözetmenliği boyunca dikkatimi çeken durumlara ilişkin tavsiyelerde bulunacağım. Aslında daha çok söyleneceğim ama öyle söyleyince pek hoşunuza gitmiyor, "sen kim oluyorsun" itirazları ve diğer daha kötü anmalarla kulaklarım çınlıyor.
Notun Notu: Yazıya başlarken niyetim gerçekten de sınavlar hakkında tavsiye verdiğim ikinci bir yazı yazmaktı. Ancak soru çözümüne yönelik pratik derslere ilişkin söyleyeceğim çok sözüm varmış. Ayrı bir yazı oluşturacak hacme ulaşınca önce bu yazıyı yayınlamaya karar verdim. Yazmak için yola çıktığım yazı da haliyle ertelendi. Sınavlardan önce yetişir mi, bilemiyorum. Gerçi ilk yazıyı düşünürsek yetişip yetişmemesi o kadar da önemli görünmüyor. Ama o yazı da bir ara gelecek.
Tebrikler, bir vize dönemine daha neredeyse vardınız. Herhalde konuların yavaş yavaş sonuna gelmiş, bir süredir ortalıkta gezinen sihirli sözcükleri duymaya başlamışsınızdır (bazı rivayetlere göre çoktan, henüz ilk haftalarda bu sözcüklerle tanışanlarınız var): Pratik dersi, soru çözümü, konu tekrarı.
Dersin asistanına merhaba deyin. Pratik çalışmalarınızı -büyük olasılıkla- o yürütecek, sizler için çok özel sorular hazırlayacak. Ardından bir de vize sınavınız için oluşturulacak soru havuzuna sorular hazırlayacak. Hayır, -çok çok büyük olasılıkla- pratikte çözdüğünüz soruların tıpatıp aynısıyla karşılaşmayacaksınız. Evet, -bir ihtimal- benzer sorular karşınıza gelecek. Önemli olan sorulara nasıl yaklaşmanız, cevapları nasıl gerekçelendirmeniz gerektiğini öğrenmeniz; bunları öğrendikten sonrası kolay.
Eğer pratik çalışma dersten önce bırakılmışsa derse gelmeden soruları okuyup cevaplamaya çalışmakta fayda var. Kitaplarınız, kanunlarınız, ders notlarınız, arkadaşlarınız kısacası pek çok kaynak sayesinde cevaplar üzerine çalışabilir, böylece dersten alacağınız verimi artırabilirsiniz. Üstelik her gün yaptığınızdan farklı olarak yalnızca okumak yerine somut bir problem üzerine kafa yürüteceğinizden sınavlar için de adım atmış olacaksınız. (Pratik çalışmanın da amacı bu değil mi zaten? Yoksa siz başka bir şey mi sanmıştınız?) Çalışma dersten önce fotokopiye bırakılmadı mı? Sorun değil. Dinleme ve yazma becerilerinize güvenin.
Soruları okuyup cevaplarınızı düşündüyseniz pratikleri çözmeye başlayalım. Birinci soruyu kim cevaplamak ister?
Siz de pratik derslerinde söz almaktan çekinenlerdenseniz işte ilk tavsiye: Çekinmeyin. Zaten dersin amacı, soruların nasıl çözülmesi gerektiğini anlatmak. Sınavdan önceki son derse, sınavla alakalı tüyo almak için gelen kalabalık önünde konuşmaya cesaret etmek, zor. Bunu anlayabiliyorum. Üzerine yanlış cevap verip rezil olma korkusu da eklenince cevabı bilseniz dahi riske girmemek sizin için en iyi ihtimal gibi görünüyor olabilir. Üstelik asistan zaten soruları cevaplayacak. "Ne gerek var?" düşüncesi, sizin sıralarınızdan kürsüye kadar -hatta şu an bu satırları yazdığım masa başına kadar- ulaşıyor. Ama ne yazık ki yanılıyorsunuz. Çünkü gerek var.
Soruya cevap verdikten sonra başınıza ne gelebilir? Gelin, birkaç ihtimal üzerinden ilerleyelim ve her ihtimalde elinize neler geçeceğini değerlendirelim.
İHTİMAL 1: Yanlış cevap verdiniz, hocanız neden yanlış cevap verdiğinizi ve ardından doğru cevabı açıkladı. Doğru cevabı ve bu cevabın nasıl verileceğini öğrendiniz.
İHTİMAL 2: Daha kötü ne olabilir? Çok saçma bir cevap verdiniz, amfidekiler güldü. Hocanız cevabın neden doğru olmadığını ve ardından doğru cevabı açıkladı. Doğru cevabı ve bu cevabın nasıl verileceğini öğrendiniz.
İHTİMAL 3: İyi ihtimalleri düşünelim. Doğru cevabı biliyorsunuz ancak heyecanlandığınız için soruyu, istediğiniz gibi yanıtlayamadınız. Hocanız doğru cevabı verdiğinizi söyledi ve açıklamanızda problemli noktaları gösterdi. Doğru cevabı ve bu cevabın nasıl verileceğini öğrendiniz.
İHTİMAL 4: En iyi ihtimali sona sakladım. Doğru cevabı biliyorsunuz ve açıklamanız da gerçekten çok iyiydi. Hocanız sizi tebrik etti ve cevabınızı bir kez daha tekrar etti. Çünkü kalabalık amfide sesinizi duymayanlar olabilir. Doğru cevabı ve bu cevabın nasıl verileceğini zaten biliyordunuz, bu sefer pratiklerde söz almanın gözünüzde büyüttüğünüz kadar korkunç olmadığını öğrendiniz.
Yukarıdaki her senaryoda kazanan siz oluyorsunuz. Ancak her öğrencinin zihninin karanlık ve kuytu köşesinde bekleyen ve sınav zamanı en baş köşeye göç eden o düşünce aklınıza geliyor: Sorunun cevabını bilmiyorum.
Eh, bu ihtimali de atlamayız elbette.
1. Soruya dair hiçbir fikriniz yoksa sessiz kalıp cevabı öğrenmek en iyi tercih. Bir sözlüde olmadığınız için gözleriyle sizi yakalayıp sorunun cevabını isteyecek bir hocanız da yok. Yine de ortamı değerlendirin. Eğer amfi çok sessizse dikkatli olun. Tehlikede olabilirsiniz. Asistanların telaşlı öğrencileri tespit etme gibi ekstrem bir yeteneği vardır. Yakalanmayın.
Merak etmeyin, sadece iyi dinleyin ve anlamadığınız yerleri sorun. Gerekirse bir daha sorun. Gerekirse bir daha sorun, bir daha sorun.
2. Konuya dair hiçbir fikriniz yoksa, yani pratikte sorulan sorular size yabancı geliyorsa çalışma temponuzu artırmanın zamanı gelmiş demektir. Telaşa mahal yok. Bir kahve için, daha sıkı çalışmak için gereken mental dirayete gelmeye çalışın. Pratiği yine dinleyebilirsiniz, zamanı gelince tekrar dönmek için.
3. Derse dair hiçbir fikriniz yoksa, önce transkriptinizi kontrol edin. Belki de yanlış derse girdiniz.
4. Bu sene aldığınıza emin olduğunuz bir derse dair hiçbir fikriniz yoksa, ikinci maddeye dönün. Ancak şunun farkına varın, zamanınız çok az ve yetiştirmeniz gereken bir ders var. Derin nefes alın, ne yapabileceğinizi düşünün.
5. Hukuka dair hiçbir fikriniz yoksa, sizi fakültesine davet eden arkadaşınıza teşekkür edin. Arkadaşınız için zor, sizin için eğlenceli bir deneyim olmalı. Çıkışta arkadaşınıza sıcak bir şeyler ısmarlayın.
Böylece sona geliyoruz. Haftaya bu anlattıklarımı içeren bir pratik çalışma yapacağız. Soruları yukarıya bıraktım. O zamana kadar kendinize dikkat edin. Sınav hazırlığında ve elbette sınavlarda başarılar.
Yorumlar
Yorum Gönder