Okunacak kitap fazla, okumak için gereken zamanımız ise az. Üstelik, zamanımız gittikçe azalırken okunmayı bekleyen kitapların sayısı gün geçtikçe artıyor. Elimizde sihirli bir değnek olmadığı için kalan sınırlı vaktimizi iyi eserlerin peşinden koşarak, kötü eserlerden ise kaçarak geçiriyoruz. Koşunun yorgunluğunu atmak ve kötü eserler karşısında ihtiyacımız olan teselliyi bulabilmek içinse elimden gelen, teselli için önerilebilecek iyi eserlerin peşine düşmek. İşte bu yüzden bugün teselliyi, "Büyük Yolculuk" isimli romanda arıyoruz.
Hafızanın boğucu atmosferinde gezinmek zor. Bir yazar için zor olduğu gibi okur için de, başkasının hafızasında gezinmenin birtakım zorlukları var. Ortaya karmakarışık, bulamaçtan hallice bir metnin çıkma tehlikesi var. Yazar açısından hafızayı damıtmak, ancak bunu olabildiğince doğal göstermek gerekiyor. Doğal olmalı ki -ya da görünmeli ki- metin, metinle sunulan bellek, bir akıntıya dönüşsün. Yazarın küreğini çektiği bir tekneyle gezdiğimiz bir akıntıda, o sakin akıntı okuru nereye götürürse oraya gidilebilsin. Çamura batma ya da tekneden düşme tehlikesi olmasın. Semprun, kayığı ustalıkla kullanıyor. Oldukça şiddetli bir akıntıya karşı, zaman zaman dalgaların yüzümüze çarpmasına izin vererek metnini oluşturuyor. Geçmiş, şimdi ve gelecek arasında gidip gelirken, okuru yüz üstü bırakmıyor. Aksine bu gidiş gelişleri okura nefes alacak bir alan bırakmak için kullanıyor.
Toplama kampına giden, tıkış tıkış dolu bir trendeki yolculuğunu anlatan yazar, yolu olabilecek en farklı şekilde anlatıyor. Zamanlar birbirine karışıyor; yakalanmadan önce yaşanan maceralar, savaşın sonundaki travmalar, trendeki muhabbetler, kamptaki koşullar... Hepsi, yazarın belleğinden okurun önüne geliyor. Karakterler değişiyor, mekanlar değişiyor. Tren, toplama kampına doğru kararlılıkla ilerlerken mekandan uzaklaşıp bir hayatın izini sürüyoruz. Bir çırpıda anlatılan vahşetler, hayatta kalma mücadeleleri, faşizmin yükselişi ve çöküşü: Bir tren yolculuğunda, yolun sonuna gelmeden başka bir yolun sonuna geliyoruz.
Boğucu bir hafızanın dökümü Büyük Yolculuk. Okuru yavaş yavaş kuşatıyor. Acılarını, sevinçlerini, üzüntülerini gösteriyor, elinden tutuyor. Bu boğucu yolculukta okuru yalnız bırakmıyor.
Teselli Puanı: 5/5
Yorumlar
Yorum Gönder