Kontrol Kalemi XV: Kaptan Kanca'nın Bir Macerası ve Öbür Yeni Öyküler - Faruk Duman



Kaptan Kanca'nın Bir Macerası ve Öbür Yeni Öyküler - Faruk Duman (Yapı Kredi Yayınları)

Kitap Editörü: Murat Yalçın
Düzelti: Korkut Tankuter
Kapak Tasarımı: Nahide Dikel
Baskı Yeri/Tarihi: İstanbul/Ekim 2019
Sayfa Sayısı: 158

Okunacak kitap fazla, okumak için gereken zamanımız ise az. Üstelik, zamanımız gittikçe azalırken okunmayı bekleyen kitapların sayısı gün geçtikçe artıyor. Elimizde sihirli bir değnek olmadığı için kalan sınırlı vaktimizi iyi eserlerin peşinden koşarak, kötü eserlerden ise kaçarak geçiriyoruz. Koşunun yorgunluğunu atmak ve kötü eserler karşısında ihtiyacımız olan teselliyi bulabilmek içinse elimden gelen, teselli için önerilebilecek iyi eserlerin peşine düşmek. İşte bu yüzden bugün teselliyi, Kaptan Kanca'nın Bir Macerası ve Öbür Yeni Öyküler isimli öykü kitabında arıyoruz.

İnternetten kitap sipariş ederken uymaya çalıştığım bir kuralım var. Çoğunlukla kurgu dışı kitapları sipariş etsem de her seferinde en az bir öykü kitabını sepetime ekliyorum. Yeni yıldan önceki son alışverişimde, sepetimde yer alan kitap ise Faruk Duman'ın son kitabı Kaptan Kanca'nın Bir Macerası ve Öbür Yeni Öyküler'iydi.

İki bölüm ve on sekiz hikayeden oluşan kitap, ''Kaptan Kanca'nın Bir Macerası'' isimli hikayeyle açılıyor. Bu bölümde yer alan ''Horla'', ''Gömü'', ''Çıvgın'' hikayeleri ikinci bölümdeki hikayelerden gerek uzunlukları gerek de tema benzerlikleriyle ayrılıyor. Bu dört öykü, kitabın büyük bir kısmını oluşturacak uzunlukta. Buna ek olarak (Çıvgın'ın gevşek bağı haricinde) öyküleri birbirleriyle düşünmek mümkün. Deniz anlatısı ve Julia  karakteri, ilk bölümdeki dört öykünün üçünde yer alıyorlar. Anlatıcımızın deniz ve Julia'yla aralarındaki ilişki, ilk üç öyküdeki tema benzerliğini zenginleştiriyor. 1970-80'ler ve darbe sonrasında yaşananları, düzenli olarak farklı yerlere sürülen ve her daim polis tarafından izlenen bir memur ailesi ekseninde okuduğumuz öyküler, dönemin karanlığını tasavvur etmede oldukça başarılı. Yazar, yaşanmış hikayelerin ağırlığını, insanların maruz kaldığı şiddetin, gözetlenmenin saçmalığını sözünü sakınmadan anlatıyor. Deniz anlatısı ve Julia'nın anlatıcımızla olan ilişkisinin öykülerde yer verilmesi de bu noktada önemli. Siyasi damarı bulunan bu hikayelere, Kaptan Kanca izleğinde gerçek dışı bir yan eklenmesi öykülerdeki kasveti bir nebze dağıtıyor. Ancak burada bir nokta var. Okuma zevkini zedelememek adına detay veremeyeceğim ancak Kaptan Kanca'nın anlatıcımızla olan bağı, anlatıcının ailesiyle yaşadığı (maruz kaldığı) olaylardan kendince bir kaçış yolu bulmaya çalıştığını gösteriyor. Bu bağlamda, ilk bölümdeki dört öykünün üçünde yer alan deniz, denizcilik, Julia'nın Yeri anlatılarının önemlerinin, yalnızca gerçek dışılıklarıyla sınırlı olmadığını, öykülerin ortak temasını zenginleştiren önemli yan anlatıları olduğunu ortaya koyuyor. 

İlk bölümün son öyküsü ''Çıvgın'' ise ilk bölümle ikinci bölüm arasındaki öyküler arasındaki bağı sağlıyor. Tema olarak ilk bölümün öyküleriyle benzerlik taşıyan Çıvgın, ikinci bölümün doğaya dönük hikayeleriyle de örtüşüyor. İkinci bölümdeki hikayeler kısa, kimileri yalnızca birer sayfa. Buna ek olarak merak duygusunu kaşıyan, sessizliği, anlatılamayanı ve bunların cazibesini okura aktarmayı kolaylıkla başaran öyküler okuyoruz. ''Başlangıç'' ve ''Yılan'' isimli öyküler, bunun en iyi örnekleri. Her iki öyküde meraktan beslenip anlatmak yerine sessiz kalma tercihiyle bitiyor. Her ne kadar ilk bölümdeki ''Horla'' adlı öykünün, bu merak ve bilinmeyeni diğer iki hikayeden daha iyi kullandığını düşünsem de ''Başlangıç'' ve ''Yılan'' öykülerinin çok daha az sayfada okurun ilgisini cazip tutmaları takdire değer. 

Dümenimizi öykülerden dile kırdığımızda, yazarın kendine has bir dil kullandığını görüyoruz. Cümleleri bir anda kesen nokta, okuru anlatıcının zihnine ulaştırıyor. Anlatı, bu noktalama oyunuyla hız kazanırken kısa ve uzun cümlelerin yerleşimiyle tempo ustaca ayarlanıyor. Bu tercih, anlatıcıdan dinlediğimiz öykülerin tempo sıkıntısı yaşamasının önüne geçtiği gibi anlatıcımızın gençliğini cümlelerinden hissedebilmemize yardımcı oluyor. Kimi zaman, heyecanla anlatan anlatıcıyı gözünüzün önüne getirebiliyorsunuz.

''Kaptan Kanca'nın Bir Macerası ve Öbür Yeni Öyküler'' farklı teması ve yazarının dili kullanışıyla günümüz örneklerinden ayrılıyor. ''Horla'', ''Çıvgın'' ''Evimizin Çevresinde Çakallar Dolaşıyor'' öyküleri ise özellikle birer adım öne çıkan ve okunması gereken öyküler.

Teselli Puanı: 5/5

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Haftalık Rapor 6

Haftalık Rapor 5

Sınavlar İçin Tavsiyeler (Evet, Sınavlardan Sonra)