Kontrol Kalemi IX: Borges'in Evinde - Alberto Manguel



Borges'in Evinde - Alberto Manguel (Yapı Kredi Yayınları)

Çeviren: Cem Akaş
Fotoğraf: Sara Facio
Düzelti: Duygu Uzunoğlu
Kapak Tasarımı: Nahide Dikel
Sayfa Sayısı: 68


Okunacak kitap fazla, okumak için gereken zamanımız ise az. Üstelik, zamanımız gittikçe azalırken okunmayı bekleyen kitapların sayısı gün geçtikçe artıyor. Elimizde sihirli bir değnek olmadığı için kalan sınırlı vaktimizi iyi eserlerin peşinden koşarak, kötü eserlerden ise kaçarak geçiriyoruz. Koşunun yorgunluğunu atmak ve kötü eserler karşısında ihtiyacımız olan teselliyi bulabilmek içinse elimden gelen, teselli için önerilebilecek iyi eserlerin peşine düşmek. İşte bu yüzden bugün teselliyi, Borges'in Evinde isimli anlatıda arıyoruz.

Alberto Manguel, şanslı bir insan.
Borges'in evinde ona kitap okuma imkanına sahip olduğu, onunla konuşma, onun öykülerini yazıya geçirme, onunla arkadaşlık etme şansını elde ettiği için şanslı bir insan. Okur olarak bizim şansımız ise Alberto Manguel'in o günleri yazıya dökmesiyle başlıyor. Usta yazar Borges ile alakalı aklına düşenleri sade bir dille anlatıyor. Metnin başrolünde elbette ki Borges var. Onun hayatına dair küçük bir araştırmayla bulabileceğiniz bilgilerin yanı sıra, yalnızca iyi bir gözlemcinin fark edebileceği detayları ve yine yalnızca iyi bir dinleyicinin çıkarabileceği anlamları Manguel'in kaleminden okuyorsunuz. Kısacık anlatı, Borges'in edebiyat, yazarlık, okurluk hakkındaki ufuk açıcı düşünceleri; Manguel'in Borges hakkındaki çıkarımları ve karşımıza çıkan karakterler ile renkleniyor. Üzerinde düşünmeniz için aşağıya birkaç alıntı bırakıyorum:

''Her okuyucu gibi onun da kütüphanesi, aynı zamanda otobiyografisiydi.'' 

''Bütün dünyayı bir kitaba sokmaya çalışan yazarlar vardır. Daha az rastlanır bazı yazarlar içinse dünyanın kendisi bir kitaptır, kendileri ve başkaları için okumaya çalıştıkları bir kitap. Borges bu yazarlardandı. Her şeye rağmen mutlu olmanın ahlaki görevimiz olduğuna inanırdı, mutluluğun da, nedenini açıklayamasa bile, kitaplarda bulunabileceğini düşünürdü.''

"Zamanla," demişti bana, "her şiir bir ağıta dönüşür."

Açgözlü okur, beğendiği kitabın hiç bitmemesini ister. Özellikle, kitaba kendini kaptırıp tam gaz anlatının sonuna doğru giderken sayfaların azaldığını fark ettiğinde bu istekte bulunur. Ne yazık ki bu kitapta anlatının sonuna geldiğinizi, ancak gerçekten kitap bittiğinde anlıyorsunuz. Borges'in (ve ona belirli bir süre için dahil olmuş olan Manguel'in) dünyasına girmenizle çıkmanız arasında çok uzun bir süre geçmiyor. Tadı, kesinlikle damağınızda kalıyor. Bir de Borges okuma isteği ve Manguel'e karşı duyduğunuz kıskançlık. Onlar da bir süre geçmiyor.

Teselli Puanı: 5/5
Kıskançlık Puanı: 10/5

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Haftalık Rapor 6

Haftalık Rapor 5

Sınavlar İçin Tavsiyeler (Evet, Sınavlardan Sonra)