Ana içeriğe atla

Evernote Temizliği III

 Merhaba.

Makaleler için not tutma uygulaması arayışım çok kısa sürdü ve Evernote uygulamasında karar kıldım. Google hesabımı bağlayıp hızlıca not almaya başlayacaktım ki Notlar sekmesinde 2017'den kalan birkaç not olduğunu fark ettim. Meğer 2017'de bir süreliğine Evernote kullanmış ve "Anlık Parçalar" başlıklı paragraflar yazmışım. Kimisi öykü fikri kimisi gelişigüzel bir paragraf. Hiç tamamlanamayacak halde olanlar ile okurken sıkıldıklarımı direkt çöp kutusuna gönderdim. Kalanları ise buraya aldıktan sonra diğerlerinin yanına göndereceğim. Önden buyrun.

Anlık Parçalar II 
Horultunun kaynağı belli, sebebi hakkında muhtelif görüşler var: Kimi yorgunluk diyor, kimi sebebin yerini yadırgama olduğunu savunuyor. Diğer yandan burunda et olduğunu savunanlar ile uygun uyku pozisyonunun alınmadığını iddia edenler arasında gözle görülebilen ve gittikçe artan bir gerginlik var. Horultunun kaynağı bütün bunlardan habersiz, - hoş, haberi olsa da umrunda olmazdı herhalde - yüzyıllık uykusundan uyanmaya hazır bir volkan gibi gürüldüyor. Nedense sonra susuyor, en azından dinleyenler öyle düşünüyor. Esasında bir an için es verse de bunun şaheserini icra etmeye başlaması için hazırlanması gereken süre olduğunu fark etmek yalnızca birkaç dakika alıyor. Boğazını temizliyor, nefesini kontrol ediyor ve yüksekten bir tonla horultuya başlıyor. Içeridekiler, bir şaheserle karşı karşıya olduklarını anladıkları an, tartışmayı kesiyorlar. Herkes anın tadını çıkarmak istiyor, uykulu gözler feryat figan, kulaklar ağlamak için nereye başvuruda bulunmaları gerektiği konusunu konuşuyorlar. Burunlar ise, hallerinden memnunlar. Burunluğun keyfini, yıllar sonra sürmeye başladıklarını düşünüyorlar.

Horultu devam ediyor, bu sefer daha ritmik. Öyle ki ıçeridekiler ritmi fark ettikleri gibi kafalarını çalıştırıyor. Fark edildiğini anlayan kaynak, bir anda horultuyu kesiyor. Bir süre merakta bırakıyor herkesi. Kendisinden umutlarını kesenler oluyor. Ancak o, bin yıllık sürgününden dönen bir mesih gibi dönüyor, bu sefer daha bir içli, duyguları harap etmek istercesine başlıyor. Müritler, yerlerinde hazır. Dönüşü kutlamak ve törenler yapmak istiyorlar. Horultu hepsini selamlıyor, eski alışkanlığıyla gücünü hissettiriyor. Ancak hemen sonra kesiliyor, güçten kesiliyor, öksürük orduları horultunun müritlerine seslendiği sarayı basıyor.
Hiç direnen olmayınca zafer kolay oluyor, bir zamanların muzaffer horultusu her şeyini kaybediyor. Kazanan, bir burnu tutan iki parmak oluyor. (10 Eylül 2017)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sınavlar İçin Tavsiyeler (Evet, Sınavlardan Sonra)

Acısıyla tatlısıyla bir sınav döneminin daha sonuna geldiniz, tebrikler. Artık derin bir nefes alabilir, vize sonuçlarını beklemeye başlayabilirsiniz. O da ne? Henüz sınav döneminiz bitmeden birkaç sınav açıklandı bile. Test sınavlarının yalnızca sizin için değil, hocalarınız için de avantajları var.  İşte onlardan birini görmüş oldunuz. Notlarınız beklediğiniz gibi gelmedi. Halbuki siz yazmıştınız. Zaten çalışmıştınız. Belli ki hocanız zor sordu, anlatmadığı yerden sordu, vs. Ya da belki de kağıtları okumadı. Asistanına okuttu, rastgele puanlama yaptı, kağıtları havaya atıp ters düşenlere yüksek verdi. Belki de hoca size taktı. Zaten şüpheleniyordunuz, derste size kötü kötü bakıyordu. Aa, derse gelmediniz. O zaman derse gelmediğiniz için de takmış olabilir. Bunların hepsini düşündünüz, düşündükçe daha da ikna oldunuz ve hocaya e-posta atmaya karar verdiniz. Ama nasıl yazacağınızı bilmiyorsunuz. Doğru yerdesiniz. Sizin için aşağıya bir örnek bırakıyorum: "Merhaba Sayın Hocam, Ben ...

Pratiklerde Hayatta Kalma Rehberi

Başlarken Not:  Neredeyse bir sene önce, vize sınavlarından sonra, sınav dönemi boyunca üzerine düşündüğüm metni blogda paylaşmıştım. Bu yazı,  o yazının  devamı. Bu nedenle önce o yazıyı okumanız daha iyi olacaktır. Çünkü orada yer alan tavsiyeler, doğal olarak burada yer almayacak. Bu yazıda daha spesifik olarak sınav gözetmenliği boyunca dikkatimi çeken durumlara ilişkin tavsiyelerde bulunacağım. Aslında daha çok söyleneceğim ama öyle söyleyince pek hoşunuza gitmiyor, "sen kim oluyorsun" itirazları ve diğer daha kötü anmalarla kulaklarım çınlıyor. Notun Notu: Yazıya başlarken niyetim gerçekten de sınavlar hakkında tavsiye verdiğim ikinci bir yazı yazmaktı. Ancak soru çözümüne yönelik pratik derslere ilişkin söyleyeceğim çok sözüm varmış. Ayrı bir yazı oluşturacak hacme ulaşınca önce bu yazıyı yayınlamaya karar verdim. Yazmak için yola çıktığım yazı da haliyle ertelendi. Sınavlardan önce yetişir mi, bilemiyorum. Gerçi ilk yazıyı düşünürsek yetişip yetişmemesi o kadar da...

Kontrol Kalemi: Barış Bıçakçı - Dünyaya Yeni Gelen Okurlar İçin

Yayıncı:  İletişim Yayınları Editör:  Tanıl Bora Kapak: Suat Aksu Sayfa Sayısı : 131 Okunacak kitap fazla, okumak için gereken zamanımız ise az. Üstelik, zamanımız gittikçe azalırken okunmayı bekleyen kitapların sayısı gün geçtikçe artıyor. Elimizde sihirli bir değnek olmadığı için kalan sınırlı vaktimizi iyi eserlerin peşinden koşarak, kötü eserlerden ise kaçarak geçiriyoruz. Koşunun yorgunluğunu atmak ve kötü eserler karşısında ihtiyacımız olan teselliyi bulabilmek içinse elimden gelen, teselli için önerilebilecek iyi eserlerin peşine düşmek. İşte bu yüzden bugün teselliyi, " Dünyaya Yeni Gelen Okurlar İçin " isimli romanda arıyoruz. Zaman zaman Barış Bıçakçı uğruyor hayatlarımıza. Bir anda yeni romanının geleceği haberini alıyor, o güne kadar bekliyor, çıktığı gibi okuyor, böylece onu dinlemiş oluyor ve ardından kendisini uğurluyoruz; bir sonraki eserine kadar. O da iki eseri arasındaki süreçte ortadan kayboluyor, hiç görünmüyor, haber vermiyor; sonra bir anda yeni eseriyl...