Kontrol Kalemi: Ayaşlı ile Kiracıları - Memduh Şevket Esendal


Kitap Editörü: Murat Yalçın
Düzelti: Zeynep Yılmaz
Kapak Tasarımı: Nahide Dikel
Baskı Yeri/Tarihi: İstanbul/2023
Sayfa Sayısı: 191


Okunacak kitap fazla, okumak için gereken zamanımız ise az. Üstelik, zamanımız gittikçe azalırken okunmayı bekleyen kitapların sayısı gün geçtikçe artıyor. Elimizde sihirli bir değnek olmadığı için kalan sınırlı vaktimizi iyi eserlerin peşinden koşarak, kötü eserlerden ise kaçarak geçiriyoruz. Koşunun yorgunluğunu atmak ve kötü eserler karşısında ihtiyacımız olan teselliyi bulabilmek içinse elimden gelen, teselli için önerilebilecek iyi eserlerin peşine düşmek. İşte bu yüzden bugün teselliyi, "Ayaşlı ile Kiracıları" isimli romanda arıyoruz.


Baharın geldiği, okulların artık yaz tatiline koşar adım ilerlediği ve kravatların gevşetilip gömleklere özgürlüklerin verildiği günlerde, lisede edebiyat öğretmenimiz Nazike Hoca, öykü türlerinden bahsediyor. Olay öykücülüğü ve durum öykücülüğü diyor. Önce olay öykücülüğü üzerinde duruyor, hepimizin bildiği Ömer Seyfettin'i örnek veriyor, kitaptaki okuma parçasını işaret ediyor. Ardından durum öykücülüğüne geçiyor. O zamandan bu yana aklımda kalan iki isim ve bir kitabı ilk defa o gün duyuyorum: Anton Çehov, Memduh Şevket Esendal ve Otlakçı isimli eser. Yanlış anımsamıyorsam kitapta Memduh Şevket Esendal'dan da bir okuma parçası var. Ancak vaktimiz yok, olay ve durum öykücülüğü arasındaki farkları öğrenmemiz gerekiyor. Parçayı başka zaman okuruz. Hele şu üniversite sınavı bir geçsin, önce onu bir halledelim. İleride vaktimiz olacak.

Bir başka edebiyat dersinde bir kez daha Memduh Şevket Esendal ile karşılaşıyoruz. Bu sefer Cumhuriyet dönemi Türk yazarlarını işliyoruz. Bilmemiz gereken birkaç eser ve anahtar kavram: ''Otlakçı, Hava Parası, Ayaşlı ile Kiracıları, durum öyküsü, durağan hikayeler." Bunları bilsek yeterli. Çünkü üniversite sınavında bunlar geliyor. Bu sefer okuma parçası da yok. Çünkü kitapta hap bilgiler var. Onları okuyup geçiyoruz. Hele şu üniversite sınavı bir geçsin, önce onu bir halledelim. İleride vaktimiz olacak.

Vaktimiz olmadı. Satırları okuduğunuz ana kadar Memduh Şevket Esendal okumaya en azından benim vaktim olmadı. Ancak geçenlerde kitapçıda görünce zamanının geldiğini düşünerek kitabı aldım ve birkaç gün önce büyük bir keyifle okudum. Ama ilginçtir, bunca zaman okumamış olmamdan dolayı üzülmedim. Kimi kitaplar vardır; o kitapları tam zamanında, siz de o kitabı beğenmeye en hazır olduğunuz anda okursunuz. Kimi zaman bir keşiftir "o kitap", kimi zaman ise bilinçli bir bekletmedir. Ancak zamanı gelince ve kitabı okuyunca anlarsınız zamanın geldiğini. Ayaşlı ile Kiracıları, benim için "o kitap" oldu. Hiç aklımda yokken kitapçıda gördüm, bir arkadaşım yıllar önce çok beğendiğini söylediğini hatırladım ve kitabı almaya karar verdim. Zamanı gelmişti.

Kitap, dokuz odalı bir apartman dairesini oda oda kiraya veren Ayaşlı İbrahim Efendi ve onun kiracılarını anlatıyor. Mekanımız çoğunlukla apartmanın odaları, ancak şehrimizden emin değiliz. Ancak anlatılan hikayeler, Anadolu'nun herhangi bir şehrinde yaşanmış olabileceğinden zaten hangi şehirde olduğumuzun anlatı açısından pek bir önemi yok. Önemli olan karakterler, onların hikayeleri ve onlara ayrılan zaman. Özellikle onlara ayrılan zaman.

Zamandan devam edelim. Ayaşlı ile Kiracıları, bol karakterli bir roman. Hepsinin ayrı bir hikayesi var. Bir araya geldikleri apartman odalarında, her birinin hikayesini okuyoruz. Bu hikayelerde yazarın maharetini görüyoruz. Sanki her karaktere bir ömür biçilmiş, karakterlerimiz de onlara biçilen bu ömür dahlinde hikayelerini yaşıyorlar. Sünen, uzatılan veya üstünkörü anlatılan bir hikaye yok. Herkes, kalması gerektiği kadar apartmanda, hikayede kalıyor. Örneğin Halide karakteri, belki başka bir yazarın elinde kitabın başından sonuna kadar hikayenin içinde yer alabilecek bir karakterken M. Şevket Esendal'ın elinde zamanı gelince önce apartmandan ve yine zamanı gelince hikayeden ayrılıyor. Birbirinden rol çalmayan karakterler, hikayeler okuyoruz. Romanımızın anlatıcısı bankacı karakterimiz açısından da bu durum değişmiyor. Belki onun günlüğünü okuyoruz ama bu günlükte Ayaşlı'nın ve kiracılarının hikayelerini, bankacının gündelik yaşantısını anlattığı oranda, hatta belki de daha fazla okuyoruz. Bu açıdan karşımızda tutumlu bir hikaye, tutumlu bir yazar olduğunu söyleyebiliriz. Bu gerek hikaye anlatımında gerek de dil kullanımında kendini gösteriyor. 

Bir yazarın anlatmak istediğini anlatmasına yetecek kadar kelimeyle anlatması, büyük bir yetenek. Metnin fazla kelimelerden arındırılması, bir bakıma metindeki yüklerin atılması anlamına geliyor. Düşünün. Kimi metinlerin problemi, fazlasıyla ağır olmaları. Çünkü metnin yükselmesini engelleyen kelimeler, cümleler, paragraflar var. Bu problemi yaşayan kimi yazarlarımız, metinlerindeki fazlalıkları bir atsalar, her şeyi açıklamak ihtiyacı hissetmeseler ve iyi bir betimlemenin uzun bir betimleme olduğu düşüncesinden vazgeçseler, daha ferah metinler yazacaklar. Bunun için Memduh Şevket Esendal'ı okumak iyi bir başlangıç noktası olabilir. Özellikle diyalogların doğallığı, (bu metnin özelinde kullandığımız) ferahlığı ve sahiciliği insanı okurken önce şaşırtıyor, ardından keyiflendiriyor. Şaşırtıyor, çünkü böyle bir yazarı bunca zaman boyunca nasıl es geçtiğinizi düşündürüyor. Keyiflendiriyor, çünkü henüz diğer kitaplarını okumadığınız düşüncesi aklınıza geliyor. Böyle olunca daha bir keyifle okuyor, yazarın bir başka eserini okumaya ikna oluyorsunuz.

Aklıma tekrar lise anılarım geliyor. Her edebiyat sınavından önce yazarları, eserlerini kodlayarak, eserlerinin isimlerinden anlamlı bir cümle oluşturarak hatırlamaya çalışan ve bu yeni kodları sınavdan bir önceki ders bütün sınıfa ezberletmeye çalışan bir arkadaşım vardı. O zaman Memduh Şevket Esendal benim için "sıkıcı, durum öykücüsü ve otlakçıydı". O zaman vaktim yoktu. Bugün ise vaktim var. Okunması, konuşulması, örnek alınması gereken bir yazarı okumaya başlamaya vaktim var.

Teselli Puanı: 5/5

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Haftalık Rapor 6

Haftalık Rapor 5

Sınavlar İçin Tavsiyeler (Evet, Sınavlardan Sonra)