Takdim




Merhaba,

Yakıcı bir depresyondan muzdarip Pessoa, acısını paylaştığı satırını bağlamından farklı kullandığımı görse ne hissederdi, inanın bilmiyorum. Ancak beni affedeceğine inanmak istiyorum. Zaten esas nokta da bu değil.


Okunacak ne kadar çok kitap, ancak bir o kadar da az zamanımızın olduğu gerçeği; işte esas nokta bu. 


Bu gerçeğin, bir okurun tadını kaçırmaması için makul bir sebep göremiyorum. Sahaflara, zincir kitabevlerine gidip, kitap satış sitelerini gezip de bu gerçekle yüzleşmek, ardından aynı istek ve keyifle kitap seçmeye devam etmek, zor bir iş. Zamanın akıp gitmesi, buna karşılık okumak istediğimiz kitapların sayfaları hiç açılmadan beklemesinin yaşattığı huzursuzluk, her gün sosyal medyada denk geldiğiniz birbirinden zengin kütüphane fotoğraflarıyla birleştiğinde aklıma yalnızca Pessoa'nın yukarıdaki sözü geliyor: ''Her şey başkalarına ait, onlara sahip olmamanın hüznü hariç.''

Zamanımız az, okunacak kitaplar ise fazla. Üstelik her geçen gün daha da fazla sayıda kitap raflarda yerini alıyor. Klasikler, sevdiğimiz yazarların yeni kitapları, okuma listelerimizde her zaman yer alan ancak hala şans veremediğimiz isimler, yeni keşfedilecek yazarlar, sürprizler, hayal kırıklıkları, dergiler, kurgu dışı eserler arasında bir okur, hepsini okuyamayacak olmanın tesellisini nasıl bulabilir?

Teselli arayışına hoşgeldin, sevgili okur.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Haftalık Rapor 6

Haftalık Rapor 5

Sınavlar İçin Tavsiyeler (Evet, Sınavlardan Sonra)